mokitam.com'a hoşgeldiniz!

Genç Nakkaş Ezo Embroidery İle Röportaj

Yazar: Murat Çelik

İstanbul’da doğdu.  Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi lisans mezunu, aynı zamanda Tarih alanında yandal diplomasına sahip. Tarih, kütüphanecilik ve arşivcilik alanında aldığı eğitimler üzerine Topkapı Sarayı ve İstanbul Müftülüğünde yaptığı stajlarda Osmanlı arşiv belgeleriyle çalışmış, daha sonra kurum arşivleri yönetimine yönelmiş, şu anda bir kuruluşta malzeme yönetimi alanında çalışmaktadır.

Hobi olarak başladığı nakkaşlık serüveninde ise gün geçtikçe popülaritesi artıyor.

Genç Nakkaş Ezo’yla yaptığımız röportajı keyifle okumanız dileğiyle yayınlıyoruz.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben Ezgi. Kendimi güleryüzlü, sıcakkanlı, esprili, anlayışlı, enerjik, rengarenk bir insan olarak görürüm. “Az çoktur” prensibi ile sade bir yaşam sürmeye çalışıyorum. Paylaşmayı seviyorum. Sürdürülebilir yaşama ilgi duyuyor, dönüşüm projeleri gerçekleştirmeyi seviyorum.

Hem gezerek hem okuyarak keşif yapıyor, bu şekilde ruhumu beslemeyi seviyorum. Yurtiçinde bugüne kadar 33 ilde ve bunların çeşitli ilçelerinde bulundum. Yurtdışında ise İspanya, Ukrayna, Rusya, Sırbistan, Saraybosna, Makedonya, Japonya, Tayland, Singapur, Azerbaycan ve Gürcistan’da bulundum.

Yabancı dil öğrenmek hobilerim arasında. İngilizce’yi iyi derecede, Rusça’yı orta seviyede konuşabiliyorum. Bundan sonra ise İspanyolca veya bir Asya dilini öğrenip konuşabilmeyi çok isterim. Birden fazla yabancı dili rahatça konuşabilmek hayallerimden biri.

Tarih alanında eğitim alırken bilinen ya da bilinmeyen geçmiş yaşamlara karşı özel bir ilgi geliştirdim. Arkeoloji ve antropolojiye meraklıyım. Antik kentleri karış karış gezmeye, bit ve antika pazarlarında kaybolmaya bu yüzden bayılırım. Eski dönemlere ait sosyal ve kültürel öğeleri düşündüren objeler ve eşyalar arasında gezmek adeta farklı bir seyahat şekli benim için. Bu öğeler arasında nakışlı tekstil ürünleri, ilgimi çeken öğeler arasında başı çekiyor.

Nakışla tanışma hikayeniz nedir?

Eski dönemlere olan merakım, beni ikinci el giysi mağazalarına yöneltti ve doğal olarak bu giyim tarzıma yansıdı. El nakışlı giysiler ve eşyalar bana daha samimi ve sahici gelmeye başladı. Bu noktada nakışla tüketici olarak tanışmış bulundum.

2016 yılında kasnak pano satışlarına sosyal medyada rastlamaya başladım. O dönem kanaviçe yapan bir el sanatçısına seyahat temalı kendime özel tasarım içeren kasnak pano yaptırdım. Ancak benim nakışa başlamam sosyal medya sayesinde gelişti ve Kovid-19 pandemi dönemine rastladı.

Üretkenliğin insanın ana damarlarından biri olduğunu düşünüyorum ve ben de kendi adıma ne yapabilirim diye dönem dönem düşünürüm. Pandemi döneminde ev içerisinde insanlar yaratıcılık ve üretkenliklerini zorlarken kasnak pano çalışmaları da bundan nasiplendi. Çeşitli materyaller kullanılarak alışıldığın dışında tekniklerle, modern nakış dediğimiz, belki İngilizcesi en yakın olarak modern/contemporary art diyebileceğimiz işlerle karşılaştım ve geleneksellik dışına çıkılarak üretilen bu işlerden etkilendim. Böyle bir dışavurumu ben de gerçekleştirmek istedim. Acaba denesem ne kaybederim diye düşündüm.

Eşimle bunun üzerine sohbet ederken eşim “Neden yarın hemen başlamıyorsun?” diye bana sordu. Bu soru karşısında donup kaldığımı hatırlıyorum. Ne ortaya çıkarabileceğimden emin değildim. Ama gerçekten çok sevdiğim nakışı kendi ellerimle yapmayı denemek için fazla düşünmemeye karar verdim. Zaman kaybetmeden kendime bir kit satın aldım ve bir daha bırakamadım!

İlk yaptığınız nakış neydi ve tamamladığınızda neler hissettiniz?

İlk yaptığım nakış, çeşitli bitki desenlerinden oluşan bahsetmiş olduğum bir kit çalışmasıydı. Kitle bağlantılı birkaç öğretici video da vardı. Ama ben ilk adımlarda uzunca bir süre takılı kalmıştım. Bir dikiş nasıl sonlanır, düğüm nasıl yapılır, düğümsüz nasıl bitiş sağlanır gibi sorularım vardı ve nakışa hemen geçememiştim! İlk sancılardan sonra nihayet nakışa geçebildim ve bitişi gördüğümde çok mutlu olmuştum, bunu ben kendi ellerimle yapmıştım!

Rengarenk iplerle bir kumaş üzerinde bir nevi sanat icra ediyorsunuz. Ürettiklerinizi sergileme gibi bir hayaliniz var mı?

Nakış bir sanat olsa da ben henüz ne sanatkarım ne de zanaatkar. Öncelikle kendi tarzımı ve dışa vurmak istediklerimi nakışıma yansıtabilmek gibi bir hayalim var. Bu hayalime eriştiğime inanırsam, sergi mutlaka açmak ve işlerimi sanatseverlerle buluşturmak isterim.

Unutulmaya yüz tutmuşken nakış işlemeye yeniden duyulan merakın sebebi sizce nedir?

Bu soruyu ben de kendime sordum ve çok yönlü cevaplar buldum.

İlk yönü bence pandemiyi yaşamış olmamız. Karantina günlerinde evden çıkmamız yasakken üretmeye devam edebileceğimiz, hem ekonomik hem öğrenmesi kolay el sanatlarından biri nakıştı. Materyal anlamında ulaşılabilirdi; bir kasnak, bir kumaş, bir iğne, bir çile iplik, bir makas başlamak için yeterli ve kolay bulunur araç gereçler olduğu için süreç daha kolay gelişti.

İkinci yönü ise kesinlikle sosyal medya. Pandemide insanların ürettiği işler sosyal medya sayesinde ön plana çıkmaya başladı. Paylaş ve beğen butonlarıyla nakışa karşı farkındalık dalga dalga yayıldı ve hepimizi etkisi altına aldı. Sayısız ürün üzerinde nakış görmeye başladık ve çok sevdik. Arz oluşunca da gerisi malum!

Sosyal medyayla bağlantılı olarak diğer bir yönü de moda! Şu anda birçok mağazada nakışlı giysiler, ayakkabılar, ev dekorları, aksesuarlar vb. görebilirsiniz. Hiç sevmediğinizi düşünürken, nakışlı bir giysi, nakışlı bir yastık ya da duvarınızı süsleyecek bir kasnak pano alırken bulabilirsiniz kendinizi!

Üçüncü yönün ise özgün ürün arayışı olduğunu düşünüyorum. Örneğin özel günler için hediye, organizasyon ve kutlama yöntemleri sıklıkla değişiyor. Birbirini tekrar eden ürün ve hizmetlerse özelliğini yitirmeye mahkum. Hal böyle olunca ne satın alırsanız alın, size özel olarak el emeği ile yapılan bir ürünün yerini hiçbir şey tutmuyor ve modası da geçmiyor. Buradan hareketle son yıllarda nakış ürünlerinin gözdeliğinde ciddi bir artış oldu.

Bununla birlikte fabrikasyon üretimler, tüketim açlığımızı artık doyurmaya başladı. İçi boşalan bu alışveriş, insanları tatmin etmiyor haliyle. Fabrikasyon ürünlerin, ekonomik ve pratik olduğu bir gerçek olsa da el emeği ile, tek tek işlenmiş bir ürünün, sadece sizin için yapılmış olması veya belki bir hikayesi olması ve ait olduğu zamandan sizin zamanınıza gelmiş olması, insanların daha çok hoşuna gidiyor ve bu alışveriş daha anlamlı oluyor. Üstelik, satın almanın yanında nakışı kendilerinin de kolaylıkla yapabileceğini bilmek ve bunu deneyimleme şansı, insanları nakışa biraz daha çekiyor.

Dördüncü ve son yönü ise nakışın iyileştirici etkisi! Nakış yaparken zihin dinleniyor, konsantrasyon artıyor, sakinlik ve dinginlik durumuna geçiliyor. Anksiyete, endişe, kaygı gibi rahatsızlıkları olan kişiler, nakışı hobi edinerek kendi kendilerine adeta terapi sağlıyorlar. Üretkenlik sayesinde de mutluluk duygu durumuyla taçlanıyorlar.

Siz kendinizi nasıl geliştirdiniz ya da Nakkaş olmak isteyen birisi için eğitim imkanları var mıdır?

Ben kendimi, nakış alanında yayınlanmış elektronik/basılı yayınlardan ve sosyal medya kaynaklarından faydalanarak geliştiriyorum.

Nakkaş olmak isteyen birisi için bu imkanlar dışında workshop/atölye aktivitelerine katılmanın faydalı olacağını düşünüyorum.  Nakkaş olmak isteyen kişi alaylı olarak değil de okulda bir eğitim almak isterse, geleneksel Türk sanatları kapsamındaki meslek liselerini, olgunlaştırma enstitülerini, geleneksel el sanatları bölümlerini içeren üniversiteleri tercih ederek eğitim alabilir.  Bu eğitimler sonucunda aldığı sertifika ve diplomalar ile iş yeri açabilir.

Nakışa ilgi duyan gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Nakış yapmak sandığınızdan çok daha kolay! Ama biraz sabır göstermelisiniz. Nakış yaparken en güzel öğrenme şeklinin hata yapmak olduğunu düşünüyorum. Hata yapmaktan korkmayın.

Öncelikle basit nakış tekniklerini öğrenin. Basit nakış teknikleri ile yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki! Üstelik kendi zevkinize göre bir işleme yapmanın keyfi bir başka oluyor. Bir ürünü nakış ile yeni bir ürüne dönüştürebilirsiniz. Söküklerinizi bile nakış ile dikebilir ya da yama yapabilirsiniz!

Hiç edevatım yok, nereden başlayacağımı da bilmiyorum diyorsanız, herhangi bir satıcıdan içinde rehberi olan bir nakış kiti satın alın. İhtiyacınız olan her şey kit içerisinde size gönderilecek, size sadece işlemek kalacak!

İlham alın, çok araştırın, merakınızı hep canlı tutun, yeni şeyler denemekten çekinmeyin.

İlham aldığınız ve çokça faydalandığınız çalışmaların sahibi olan kişileri biliyorsanız, işlerinizi yayınladığınız bir platform ya da kaynak varsa mutlaka bu kişileri referans gösterin. Bu faydalandığımız nakkaşa ve emeğine saygı göstermektir ve emek hırsızlığı yapmadığınıza dair bir iyi niyet göstergesidir. Başka bir nakkaşın çalışmasını izinsiz işlemeyin, daha da önemlisi üzerinden kazanç sağlamayın, aksi takdirde yasal yaptırımlara maruz kalabileceğinizi unutmayın.  Eğer nakış yaparak geçiminizi sağlamak istiyor, bu işi profesyonel yapmak istiyorsanız mutlaka özgün olun. Kendi tarzınızı yaratın.

Murat ÇELİK